6 Ekim 2011 Perşembe

Halı Yıkama


Halı Yıkama

Halılarımız evlerimizde bulunan,gerek bizim gerekse misafirlerimizin üzerlerine sürekli basarak kirlettiği ve sonunda haliyle temizlemek zorunda kaldığımız evin önemli objelerinden biridir.

Halı yıkama,hem yere serilen hem de duvardan duvara asılan halılarınızın temiz ve sağlıklı kalmasının en etkili ve doğru yoludur.Çok sık kullanılmayan veya insan trafiği fazla olmayan evlerde bile halılar;tozlanmaya,kirlenmeye,gıda döküntülerine,bakterilere ve başka pek çok zararlı maddeye sıklıkla maruz kalır.

Halılarınızı her gün düzenli olarak süpürerek üst yüzeyini temizleyebilirsiniz fakat alt tabakaya yerleşen kirleri kolay kolay süpürerek temizleyemezsiniz.Bu nedenle halı yüzeylerinin altında biriken zararlı maddeler ancak halı yıkanarak temizlenebilmektedir..

Düzenli bir şekilde halılarınızı süpürdüğünüz veyahut bezle vs. sildiğiniz takdirde halılarınız bir süre sonra yıpranacaktır.O yüzden düzenli halı yıkama,halıları derinlemesine temizleyerek onları uzun süreler kullanmanızı sağlamakla kalmaz,sağlıklı bir yaşama mekanı oluşturmanızda da size yardımcı olur.

Uzmanların görüşlerine göre evlerinizdeki halılarınızı yılda en az 2 kere profesyonel temizlik şirketlerine göndererek temizletmeniz gerektiğidir.Tabi bu miktar evinizinde kalan insan sayısına,çocuk sayısına ve varsa evcil hayvan sayısına göre değişmektedir..

Halıdaki Lekeleri Nasıl Temizleyebiliriz?

Halınıza dökülen kola,çay,kahve,meyva suyu,şarap lekeleri için ilk yapacağınız müdahale pamuklu bir bez parçasıyla dökülen sıvıyı halıdan almaktır.Bu işlemden sonra piyasada satılan herhangi bir deterjanı kullanmanızı asla tavsiye etmiyoruz.Çünkü bu müdahale ile halının diğer lekesiz bölümleri ile renk ayrışımlarına sebep olmaktadır.

Halıda oluşan lekeyle fazlaca uğraşıldığı takdirde,halının o bölgesindeki tüylerde ezilme,eskime ve deformasyon söz konudur.O yüzden bu işi profesyonelce yapan insanların (Firmaların) o lekeleri oradan daha kolayca ve temiz bir şekilde alacağına inanıyoruz..

Halı Temizliğinde Ne Tür Deterjanlar Kullanılmalıdır?

Uzmanların genel olarak tavsiye ettikleri 2 ürün bulunmaktadır.Bunlar el ve arap sabunlarıdır.Tabiki bunların kullanış şekilleri de çok önemlidir.Arap sabunu eğer iyice durulanmadan direk halıyla temas ettirilirse halının kendi kendini zamanla eskitmesine ve yıpratmasına sebep olacaktır.

Piyasada satılan halı yıkama şampuanları ve sıvı sabunları da halının çoğunlukla kök boyası olan el dokuma halılarda rengini alma yada renginin birbirine karıştırması söz konusudur.Bu sebeple de tabiki bu işleri yine profesyonelce yapan ellere emanet edilmesi gerektiğini tekrar belirtiyoruz.

Kendi imkanlarıyla evlerinde halı yıkamak isteyen hanımlara tavseyemiz el sabunu yada arap sabunuyla yıkama işlemini yaptıktan sonra son işlemde yumuşatıcı kullanılmasıdır.Bu yöntemle halının tüylerinin yumuşak kalması sağlanacaktır..

Yıpranmış Halılara Nasıl Bir Bakım Uygulanmalıdır?

Kullanım hatasından kaynaklanan lekelenmiş,yıpranmış yada kullanılmış halıların eğer ki profesyonel insanlara ulaşmakta problem çekiyorsanız sirkeli su ile bir silim işlemi yaptıktan sonra kullanılması önerilmektedir.Tabi bu kısa süreli bir çözüm olacaktır..

Su dökülmüş bir halı eğer kendi halinde bırakılmış ve haliyle kurumuş ise kırmızı kreme yada başka bir renge karışmış oluyor.

Profesyonel firmalar bu durumlarda özel makineleri ile bu renkleri birbirinden ayırarak halılarınızı eski hallerine çevirebilmektedirler..Böyle bir sorun yaşadığınız takdirde profesyonel birine danışmanız şiddetle önerilir..

Halılarımızı Nasıl Uzun Süre Temiz Tutabiliriz?

Halı kullanım alanları göz önüne alındığında tozu ve mikrobu sürekli çeken bir objedir.Bu anlamda halıyı düzenli aralıklarla elektrikli süpürge ile temizlemek hem halının ömrünü arttıracak hemde evin ortamını temiz tutacaktır.

Rutubetli,havasız yerlerde halılarınızı bırakmanız kesinlikle önerilmemektedir.Çünkü bu tarzda bir hata yaptığınız takdirde halınızın ömrü kısalacak ve çürüyüp gidecektir..

Bebek ve Çocuk Odasında Güvenliği Sağlayacak Araçlar Nelerdir?


Bebek ve Çocuk Odalarında Güvenliği Sağlayacak Eşyalar Nelerdir?

Doğmak üzere olan çocuğun odasını dizmek,dizayn etmek anne ve baba için en önemli ve zevkli işlerden biridir.Bunu yaparken hem odanın son derece güzel hemde son derece güvenilir bir şekilde dizilmesini isterler.Tabiki bebeğinizin odasını hazırlarken dikkat etmeniz gereken önemli unsurlar vardır ve bunları bildiğiniz yada öğrendiğiniz takdirde odayı dizerlerken işiniz son derece kolaylaşır.

Bu işi profesyonel olarak yapan firmalar olduğu gibi ayrıca daha önce çocuk sahibi olmuş arkadaşlarınıza yada özellikle kendi anne-babanıza bu durumu danışabilirsiniz.Şunu unutmayın,çocuğunuz o odada sadece uyumayacak ayrıca gün boyunca bir çok aktivitesini de orada yapacaktır.Bu nedenle çocuğunuzun odasını evinizin geniş ve ferah bir kısmında yapmanız,çok fazla lüzumsuz eşyalar almamanız önerilir.

Daha çok sade eşyalarla odayı dizayn ederseniz hem çocuğunu ferahlayacak hemde mutlu olacaktır,tabiki güvenliği içinde en doğrusu budur.

Doğacak Bebeğin Odası Nasıl Olmalıdır?

Doğacak bebeğinizin odası görüntü güzelliğiyle birlikte ayrıca son derece güvenilir de olmalıdır,bundan daha öncede bahsetmiştik zaten.Rahatlık ve güvenlik bir çocuğun odasında olması gereken en önemli 2 unsurdur.

İlk olarak evinizde ki en uygun odanın hangisi olduğuna karar vermelisiniz.Karar verirken bazı önemli noktaları unutmamalısınız.Birazda bunlardan bahsetmek istiyoruz..

En uygun odalar gürültüden uzak olan odalardır,özellikle evinizin ana caddede ise arabaların seslerinden vs. çocuğunuz rahatsız olabilir.İleride bu yüzden sorunlar yaşamasını istemiyorsanız odasını gürültüden uzak bir yerde hazırlamalısınız.Odayı kolay kontrol edebileceğiniz bir yerde yapmalısınız,her gerektiği anda yanına hemen ulaşabilmeniz gerekmektedir.

Ayrıca odasını kesinlikle kuzeye yada batıya bakan yerlerde yapmayın,daha çok doğuya bakan odalardan birini hazırlamalısınız.Odanın kuzey cephesine bakması soğuk ve nemli bir oda olmasını sağlar kii kuzey cepheleri genellikle problemli nem ve rutubetli cephelerdir.Odanın doğudan ışık almasını tercih edin.Güneş ışınları sabah çocuğunuzun rahat ve huzurlu uyanmasını sağlar,ayrıca bu durum sağlığı içinde oldukça önemlidir.Batıya bakan odalar özellikle yaz geceleri çok sıcak olabilir.

Bebek odasının en önemli özelliği, rahat havalandırabileceğiniz aydınlık bir oda olmasıdır. Lüzumsuz fazla eşya ile dolu bir odada, annenin hareketleri, bebeğin görüş, hareket ve oyun alanı kısıtlanır.

Odanın sıcaklığına da bu yüzden dikkat etmek gerekir.Bebek,soğuktan büyüklere oranla daha çok etkilendiği için,odanın ne çok sıcak nede soğuk olmaması gerekir.Uzmanlara göre ortalama 20 - 22 derecede tutulması uygun olacaktır.Yeni doğmuş bir bebeğin solunum yolları hassastır;bu yüzden ısıtıcıların ve radyatörlerin üzerine su kapları koymak gerekir. 

Bebek ve Çocuklara Güvenli Oyuncakları Nasıl Seçmeli yada Temin Etmeliyiz?

Bebek ve çocuk odalarında güvenliği sağlamak her ailenin ilk olarak düşündüğü ve birazda telaş yaptığı bir durumdur.Özellikle 0-3 yaş grubunda ki çocukların güvenliği sağlanamayan eşyalardan en çok etkilendiği bilinmektedir..Bu eşyalardan (oyuncaklardan) özellikle küçük parçacıklar halinde olanlar büyük risk taşımaktadır,bunlara bilyeler,minik arabalar vs. örnek verilebilir.

Küçük parçalara ayrılabilen oyuncuklar çocukların nefes borularına kaçmakta ve haliyle ölümcül durumlar oluşturmaktadır.O yüzden uzmanlar her çocuğa yaşına göre oyuncak alınması gerektiğini söylemekte ve aileleri uyarmaktadır.Zaten her oyuncağın üzerinde yaş aralığı yazmaktadır,kesinlikle yaş aralığı uymuyorsa yada üstünde yaş aralığının yazdığı etiket bulunmuyorsa o oyuncak alınmamalıdır.

Eşyaları alırken alacağınız şeyin boyası,ambalajı vs. iyice değerlendirmelidir.Sıklıkla gördüğümüz bir olay var ki en yanlış durumlardan biridir.Abinin yada ablanın oyuncakları,eşyaları küçücük çocuklara oynaması için verilmektedir,bunun yanlış olduğunu ve son derece tehlikeli olduğunu hem biz hemde uzmanlar sert bir dille bildirmektedir..

Çocuğa alınan oyuncaklarda ki iplere falan da dikkat edilmesi gerekmektedir,özellikle iplerin 20 cm'den uzun olmaması gerekmektedir.Çünkü 20 cm'den uzun ipler vs. oyuncakta bulunuyorsa çocuğun boynuna dolanma riski mevcuttur.Çocuklara zihinsel ve el becerilerini geliştirebilecekleri tarz da oyuncaklar alınmalıdır.Alınan oyuncakların özellikle dış kısmına dikkat edilmelidir çünkü kanserojen içeren birçok oyuncak piyasada mevcuttur..

Antika Halı Nedir?

Antika Halı Nedir?

Antika halının ne anlama geldiğini anlatsam sanırım sayfalar dolusu şey yazmam gerekir o yüzden Antika halının ne anlama geldiğinden çok nerelerden alındığına, bakımlarının nasıl yapılması gerektiğine, yaşlarını nasıl anlayabileceğimize ve hangi özelliklerin halıları antika yapacağına değineceğim.

İlk olarak şunu bilmemiz gerekir ki eski olan her halıyı antika olarak değerlendiremeyiz. Eski bir halının antika olabilmesi için yaşı dışında daha bir çok özelliğe sahip olması gereklidir ki bunlara yazının devamında ayrıntılı olarak değineceğim zaten. Eski halıların dokunma yılları, yöreleri, özellikleri ile ilgili araştırmacı yazarların, koleksiyoncuların ve tüccarların yüzyıllardır sürekli tartışmakta olduğu unutulmamalıdır.


Antika Halı Nereden Alınır?

Antika halılar: Bu işi çok iyi yapan, işlerini severek ve özenle yapan, alacakları parayı 2. planda tutan, sözüne güvenilebilinen, sosyal platformlarda bulunan ve kaybedebileceği önemli bir ismi olan ''Acaba ben karşımdakini kandırıp normal halıyı antika diye gösterirsem ve o da beğenip alırsa ileride sorun yaşar mıyım? Acaba durumu anlayıp, adımı kirletecek ve beni küçük düşürecek olursa ne durumlara düşerim?'' gibisinden düşüncelere kapılmayacak
insanlar veya mağazalardan alınmalıdır. Şu mağazaya gidin yada bu mağazaya gidin gibisinden yönlendirmeler söz konusu değildir, çünkü kimde nasıl halı vardır? Kaliteli midir? Doğru insandan mı alınmaktadır bilemeyiz..

Bu tamamen size ve sizin araştırmalarına kalmıştır. Halıyı antika olduğunu bilerek almak çok zordur o yüzden ya çok iyi bilen birini, güvendiğiniz birini bulacaksınız yada yanlış yapacağına inanmadığınız bir yerden alacaksınız..

Eğer ki Anadolu’dan antika halı almayı düşünüyorsanız o da biraz zordur, belirtmeden geçmek istemedim. Çünkü neredeyse hiç bir anadolu insanı tanımadığı insanlara evinden halı satmazlar. O yüzden Anadolu insanı orada ihtiyaç sahibi olanlardan halıları alıp şehirlere getirerek antikacılara vs. ulaştırırlar. Yani diyeceğim odur ki eğer ki gerçekten antika bir halı almak istiyorsanız çok çok iyi araştırma yapın ve adı çok durulmuş biri olmasına özen gösterin..

Antika Halının Yaşını Nasıl Anlayabiliriz?

Fazla bilgisi olmayan için halının yaşını anlamak çok kolay değildir. Ama baktığınız zaman renklerin çok yumuşamış olması, yani mesela kırmızının yada yeşilin yumuşak, pırıl pırıl olması halının yaşını bize gösterebilir. Halının yünü ne kadar yumuşak ve parlıyorsa halı o kadar eski demektir. Aslında bu soruyu cevaplamak çok zor çünkü bunu yazarken size örnek olarak hiç bir şey gösteremiyorum, gösteremediğim içinde haliyle düşüncelerimi tam olarak anlatamıyorum..

Ama bizim maksadımız burada eski halının kıymetidir, zaten çok eski olmasından çok kullanılan malzeme ve yöresel aykırılıklar önemlidir. Yani mesela Isparta'da da çok güzel halılar yapılmamış, Isparta'da yapılan 100 senelik bir halı, Bergama'da yapılan 50 yıllık bir halıdan daha kıymetsiz olabilir. Sadece sene etkilemiyor, illa 100 senelik bir halı alacağım demek doğru olmaz. Ha tamam 100 senelik bir halı bulursanız mükemmel olur fakat onu dokuyan çok tecrübeli olmalı,
malzemesi çok kıymetli olmalıdır.

Mesela halı ne kadar eskiyse desenler de o kadar güzel olmaktadır, çok daha detaylı ve birazda kusurlu olmaktadır. Bunlar hep o halıyı dokuyan tecrübeli ellerin yeteneğini göstermektedir. İşte bu yüzden halının yaşını ve tabi ki neye göre anlayacağınızı bilmek çok zordur. Bu tamamen tecrübe işidir, ne kadar çok halı görürseniz, içinde yaşarsanız o kadar iyi bilebilirsiniz halıların değerini ve yaşını..

Bir Halıyı Hangi Özellikleri Antika Yapar?

Halının eski olması çok önemlidir ama seneden önce o halının kimin tarafından, hangi malzeme ile ve ne kadar özenle dokunduğu çok daha önemlidir. Mesela Anadolu’da dokunan bir halı, Kayseri'de dokunan bir halıya göre daha çok tutuldu.

Çünkü o halılar daha çok özelliği olan halılardır. Kayseri yada Isparta halılarına tabi ki kötü demiyoruz fakat bu halılarda çok fazla yaratıcılık yok, çok fazla el emeği vardır. Kayseri'de ve Isparta'da yapılan halılar o kadar fazla ki artık birbirini tekrarlamaya başlamışlar, ama Bergama'da yapılan, Uşak'ta yapılan, Konya'da yapılan halıların hiç biri bir diğerinin aynısı değildir.

Aynı havada, aynı renkte, aynı desende ama hepsinin farklı özellikleri vardır. Bir de yün olduğu için ve çok güzel doğal boyalar kullanıldığı için, işte o yumuşaklık o güzellik. Antika olduğunu ve değerli bir parça olduğunu görebiliyorsunuz.

Yatak Nasıl Seçilir?

İnsanların en çok şikâyetçi olduğu sorunlardan biri uyku problemidir. Uyku problemi çeken kişiler her zaman deliksi bir uykunun hayalini kurar. Bu problemlerin birçok sebebi olabilir ancak başta gelen sebep elbette yanlış yatak seçimidir. Peki, yatak seçiminde dikkat etmemiz gerekenler nelerdir?
Yatak seçiminde birçok etkene göre seçim yapabiliriz. Bunlardan bazıları; tasarım, rahatlık, yapıldığı madde, sertlik – yumuşaklık gibi ögelerdir. İlk olarak sağlık açısından en önemli olan rahatlık kısmını değerlendirelim.
Yataklar; normal yaylı yataklar, visko yataklar ve lateks yataklar olmak üzere üç değişik gruba ayrılır. Lateks ve visko yataklar farklı maddelerden yapılır; fakat ikisinin de mekanizması benzerdir. Üzerine yatıldığı zaman vücudun ağırlığının ve ısısının etkisiyle vücudun şeklini alır ve rahatça uyumayı kolaylaştırır. Sırt ve omurga sağlığı açısından son derece faydalıdır. Diğer grup olan yaylı yataklarda ise daha farklı bir mekanizma söz konusudur. Burada birbirinden bağımsız duran yaylar, süngerlerle desteklenerek bir zemine oturtulmuştur. Çeşitli sertlik dereceleri olabilir. Yaylı yatakların en büyük avantajı; çift kişi uyuduğunda, bir tarafın hareketinden diğer tarafın etkilenmemesidir. Bun nedenle hareketsiz ve rahat bir uyku çekmek mümkündür.
Yatak seçimimizi sertlik – yumuşaklık açısından değerlendirmek istersek, karşımıza yine iki seçenek çıkar. Bunlardan birisi ortopedistimizin bize tavsiye ettiği sertlik derecesine uymaktır. Eğer omurga ve sırt problemleri çekiyorsak ya da doktora başvurmamızı gerektiren bir uyku problemine sahipsek, bizim için en doğrusunu doktorumuz bilecek ve önerecektir. Ancak herhangi bir uyku sıkıntımız yoksa en rahat ettiğimiz yatak sertliğini kendi kişisel tercihimize göre belirleyebiliriz.
Yatak odamızı dekore ederken seçtiğimiz tarza göre de yatak tercihimizi yapabiliriz. Klasik tarzda döşediğimiz yatak odamız için metal çerçeveli ve kıvrımlı yataklar daha uygun olacaktır. Ya da çocuklar için yatak seçiyorsak renkli stiller deneyebiliriz.

Banyo Seçerken Bilmeniz Gerekenler?

Evimizdeki her odanın bizim için ayrı bir önemi vardır. Her biri için ayrı bir dekorasyon ve renk düşünürüz. Kendimiz için en uygun tarzları kullanmaya çalışırız. Ancak tam olarak oda bile sayılmayan bir de banyomuz vardır. Belki de en çok önem verilmesi gereken bölüm banyodur. Çünkü çoğu zaman evimize gelen misafirler, banyonun temizliğine ve düzenine göre kafalarında fikir oluştururlar.
Banyomuzu seçerken önce ana objelerin yerlerine ve şekillerine karar vermemiz gerekir. Lavabonun, klozetin, duşa kabin ya da küvetin, konulacaksa çamaşır makinesinin konumu önceden belirlenmelidir. Banyo için olmazsa olmazlar belirlendikten sonra konulacak eşyaların çeşitleri seçilmelidir.
Banyolarda kullanılabilecek üç ana çeşit duş alma aracı vardır. Bunlar küvet, jakuzi ve duşa kabindir. Her birinin kendine göre avantajları vardır. Duşa kabin, banyosu küçük olan kullanıcıların daha çok tercih ettiği bir şekildir. Köşelere monte edildiğinden ve diklemesine konulduğundan az yer kaplar ve ortada daha geniş bir alan bırakır. Küvet ve jakuzi daha çok keyif amaçlı ya da rahatsızlığı olan kişiler için sağlık amaçlı kullanılır. Kapladığı yer açısından dezavantaj getirir, ancak kullanım açısından daha faydalıdır.
Banyomuzu seçerken fayanslarımızın diğer objelerle olan renk uyumunu da göz önünde bulundurmamız gerekir. Eğer içeri girildiğinde bir temizlik hissi uyandırmak istiyorsak beyaz ya da buna benzer açık renkler kullanmamız yerinde olacaktır. Daha koyu renkli ve değişik fayansları uygun biçimde düzenleyerek kullanırsak, daha klasik ve ağır bir görünüm oluşturabiliriz. Bu özellikle otel ve sarayların banyolarında kullanılır.
Zemine baktığımızda ise, banyolar sürekli olarak suya ve neme maruz kaldığından kaymayan kale bodurlar tercih etmek yararımıza olacaktır.
Banyomuzda aynalı dolaplar kullanarak modern bir görünüm elde etmek de elimizdedir.

Çocuk Odasına Mobilya Alırken Renk Seçimi Nasıl Yapılır?

Evimizin tüm odalarını olması gerektiği gibi döşeyebiliriz. Salonu salon gibi, mutfağı mutfak gibi en iyi şekilde dekore etmek elimizdedir. Fakat tüm odalar arasında, tarz olarak ayrılan bir yer vardır: Çocuk odası.
Evimiz ister klasik ister modern tarzda dekore edilmiş olsun, çocuk odaları tüm tarzların dışında kalacak şekilde düzenlenebilir. Diğer odalarda düz renkler ya da hafif renkler kullanılsa da çocuk odaları, çocuklarımızın karar verdiği ölçüde renkli olacaktır.
Çocukların yaş gruplarına bağlı olarak, odaya yerleştirilecek mobilyalarda ve bunların renklerinde bazı değişiklikler olacaktır. Örneğin 6-7 yaşlarında ya da daha büyük çocukların artık derslerine çalışma zamanları gelmiştir. Bu yaştaki çocukların odalarında çok fazla koyu renk içeren ya da renklilik konusunda aşırıya kaçan tarzda mobilyalar kullanırsak, dikkat dağıtıcı özelliklerinden dolayı verimi düşürmüş oluruz. Bunun yerine daha açık renkler tercih edilmelidir.
Çocukların odası için renk seçerken dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta ise, seçtiğimiz renklerin gözü yorup yormayacağıdır. Özellikle sarının parlak ya da koyu tonları, gözler için yüksek derecede yorucu etkilidir.
Mobilya seçiminde ise daha çok uyku ihtiyacını göz önünde bulundurmamız gerekir. Yataklar ve yatak örtüleri daha koyu renklerde seçilmeli ve gündüz uykuları için de yeterli karanlık ortamı oluşturabilmelidir.
Günümüzde kendi odalarını büyük oranda kendileri seçme taraftarı olan çocuklar, genellikle sevdikleri televizyon karakterlerinin yer aldığı çocuk odası takımlarını ya da mobilyaları tercih ediyor. Bunlar, çocukların kendilerini rahat ve mutlu hissetmeleri için çok iyi etki yapar; ancak çalışma ortamında bunları kullanırken biraz daha dikkat etmekte yarar vardır. Bu karakterlerin resimleri ve simgeleri, sürekli olarak hayal gücünü çalıştırma eğiliminde olacağından dikkat toplama güçleşebilir.
Çocuk odalarını dekore ederken en etkili seçim, odayı kendi içinde bölümlere ayırıp her bölümü ayrı renklendirmek olacaktır.

Dekorasyonda Klasik Tarz Nasıl Yaratılır?

Evlerimizin dekorasyonu bizim için son derece önemlidir. Çünkü hayat tarzımızı insanlara bir nevi bu şekilde yansıtırız. Kullandığımız renkler, eşyalarımızın şekilleri, yerleştirdiğimiz küçük aksesuarlar insanların kafasında bir imaj oluşturmamız için yeterlidir. Evimize konuk edeceğimiz kişiler için olduğu kadar bizim için de bir ölçüt olan dekorasyon; kendi rahatımız, çalışma ve gezinme alanımız olarak hayatımızda önemli bir yer kaplar.
Evimizi dekore ederken üzerinde durabileceğimiz keskin hatlarla ayrılmış iki tarz bulunur. Bunlar modern tarz ve klasik tarzdır. Klasik tarzı yansıtmak isteyen kişilerin renk seçiminden, eşya dokusuna; konumlandırmadan, şekle kadar dikkat etmeleri gereken bir çok kriter vardır.
Klasik tarzı tercih eden kişiler genel olarak el işçiliğinin ön planda olduğu, üzerinde uğraşılmış olduğu belli olan eşyalardan hoşlanırlar. Örneğin tahta üzerine oturtulmuş minderlerden oluşan sıradan bir koltuk yerine, klasik tarzı yansıtacak şekilde, deri üzerine işlemeler şeklinde hazırlanmış ya da yine deri üzerine raptiye kullanılarak asil bir hava verilmiş koltuklar tercih edilebilir.
Renk konusunda klasik tarz; çok fazla renk kullanmak yerine, aynı rengin farklı tonlarını kullanmayı amaçlar. Örneğin; beyaz, krem ve bej tonları aynı oda içerisinde kullanılabilir. Hatta bunlara zengin bir görünüm katmak için gümüş ya da altın renkli aksesuarlar kullanılabilir. Odanın çeşitli yerlerine parlak ve sabit objeler, aynalar yerleştirilerek süit odalarının havası yakalanmaya çalışılabilir.
Klasik tarzın belirgin özelliklerinden biri de eşyaların boyunun kısa olması ve geniş gözükmesidir. Eşyaların bacak boyları kısaltılmış ve sünger kısımlarına hacim kazandırılmıştır. Kanepe, koltuk ve sehpaların bacaklarında düz yerine kıvrımlı tahtalar tercih edilmiştir.
Klasik tarzı yansıtmak için biblo, vazo gibi objeleri de kullanabiliriz. Vazoların büyük olması çok önemlidir. Evdeki eşyaların şekliyle vazoların şekli uyumlu olmalıdır. Yuvarlak hatlı ve enli vazolar, kullanıcıların tercihi olmalıdır.

Dekorasyonda Modern Tarz Nasıl Yaratılır?

Dekorasyonda öne çıkan tarzlarından biri olan modern tarz, daha çok genç yaştaki kişilerin ya da evini genç göstermek isteyen kişilerin tercih ettiği bir dekorasyon yaklaşımıdır. Gerek renkler açısından gerekse mobilyalardaki hatların kullanımı açısından klasik tarzdan ayrıldığını gösterir.
Modern tarzda, klasik tarzdan farklı olarak kıvrımlı hatlardan uzak durulur. Bunun yerine daha düz hatlar tercih edilir. Kanepe ve koltukların bacakları yok denecek kadar azdır. Yani kanepe ve koltukların kaplamaları yere kadar uzanır. Sehpalar küçüktür; fakat uzun ince bacaklara sahiptir.
Modern tarzı yansıtan dekorasyon ürünlerinden en çok göze çarpanlar, metal objelerdir. Evini modern tarza göre şekillendirmek isteyen kişiler metalden yapılmış veya metalik renkte boyanmış aksesuarlara yer vermelidir.
Modern tarzda, derin desenler ya da ince işçilik çok fazla yer almaz. Daha çok sadelikten yana olan modern tarzda, işlemeli vazo ya da sürahilerden çok; düz metal sütun aksesuarlar yer alır. Klasik tarzın sembolü olan avizeler de modern tarzda pek görülmez. Bunun yerine abajur şeklinde lambalar kullanılabilir. Odalarda direkt olarak aydınlatma yerine birkaç yerden gelen küçük aydınlatmalar tercih edilir. Ancak avize yaptırılmakta ısrar edilirse, kristal taşlı ve gümüş renkli uzun bir avize tercih edilebilir.
Evini modern tarzda dekore etmek isteyen kişiler renklerde de çeşitlilik kullanmalıdır. Aynı rengin tonları yerine birbirine uyumlu farklı renkleri kombine etmek daha yerinde olacaktır. Cam da evlerin daha yakın zamanı çağrıştırması için güzel bir objedir. Özellikle sehpalarda metal ayak ve cam yüzey birbirini güzel tamamlayan parçalardır. Koltuk ve kanepelerde kullanılan kumaşlar, desenli yerine düz çizgili tercih edilirse odanın diğer düz hatları ile uyumlu olacak ve yeniliğe katkıda bulunacaktır. Modern tarzın ana özellikleri bunlar olsa da dışarıdan bakıldığında ferah ve genç görünen dekorasyonlara modern diyebiliriz.

Evinizi Geniş Gösterin

Günün birinde kendine ait bir eve sahip olmak, belli yaşa gelmiş herkesin hayalini süsleyen bir şeydir. Ancak her zaman bunun için yeterli imkâna sahip olmayız. Günümüzde büyük ve geniş evlerin fiyatları çok yukarılara tırmanmış durumdadır. Ama bu, hayalimizdeki geniş eve sahip olmamızı engelleyen bir şey değildir. Evimizi düzenlerken bazı tekniklerden yararlanarak, daha geniş bir görünüme ulaşabiliriz.
İşte bu aşamada devreye küçük göz yanılmaları yani bir miktar hile giriyor. Çok da büyük olmayan bir eve sahip olabiliriz; ama bunu insanlara büyük göstermek bizim elimizde. Gelelim asıl soruya “sahip olduğumuz evi nasıl daha geniş, daha ferah gösterebiliriz?”
Öncelikle mobilya seçimimizi daha ergonomik yaparak bu işe ilk adımımızı atabiliriz. Örneğin; dönüşümlü kullanılabilen mobilyaları tercih edebiliriz. Koltukların kenarlarını sehpa olarak kullanmak, puf ve tabureleri gerektiğinde kanepelere eklemek işimizi kolaylaştırabilir ve alandan kazanmamızı sağlayabilir. Ayrıca televizyonumuzu da normal tv yerine lcd tv alırsak yerden tasarruf ederek mekânımızı ferahlatmış oluruz.
Evimizin boyasını açık ya da pastel tonlarda yaparak, görünüme ferahlık ekleyebiliriz. Açık renkler ışığı yansıtarak tavanın daha yüksek, odanın daha geniş görünmesini sağladığı, aklımızda bulundurmamız gereke bir ayrıntıdır. Duvarlarda renk istemekte ısrar edilirse, bunu tek duvara uygulamakta bir sakınca yoktur. Bu konuda bir püf noktası da zıt renkleri salonda kullanmaktır. Yani salonda renkli bir puf ya da perde kullanarak dikkati odanın boyutlarından alıp bu eşyalara kaydırabiliriz. Aynı zamanda mobilya renkleri de açık olursa daha aydınlık bir salona sahip oluruz. Yatak odaları için ise gömme dolaplar ya da normal dolabın duvarla aynı renk olması insanlara dar bir görüntü vermez ve mekân rahatlatılmış olur. Dar yatak odalarında sürgülü kapı tercihi de yine küçük bir evin kullanışlılığını destekleyen önemli unsurlardandır. 

Gümüş Eşyaların Bakımı Nasıl Yapılır?

Evlerimizin bir köşesinde gümüş eşyalar her zaman durur. Çoğu zaman kullanmayıp, değerli diye bir kenarda bekletiriz. Ancak gümüş, oksijenden etkilenene bir madde olduğu için zamanla kararabilir. Elbette bu, istenen bir durum değildir.
Gümüş eşyalarımızın bakımını yapmak için öncelikle bu eşyaları nemli ve asitli ortamlardan uzak tutmamız gerekir. Böylece kendi kendine deforme olmasını engellemiş oluruz. Gümüş eşyalarımızın belli aralıklarla tozunu almamız gerekir. Böylece hem görünüşünü güzelleştirmiş hem de dış etkilerden korumuş oluruz.
Gümüş eşyaların kararıp yıpranmasını engellemek için yapabileceğimiz en kolay şey ise onları kullanmaktır. Bir kenarda bekletmek yerine günlük hayat sırasında kullanırsak, sürekli ortam değiştirdiği için bekleyerek yıpranma durumu ortaya çıkmaz ve kararma yapmaz.
Gümüş, yalnızca ev eşyalarında kullanılan bir madde değildir. Takılarda da sıklıkla kullanılır. Özellikle gümüş yüzükler, sürekli olarak insan terine maruz kaldığı için kararabilir. Böyle durumlar için piyasada gümüş parlatıcılar bulunmaktadır. Bu parlatıcıları pamuk yardımıyla uygularsak, takılarımızın hemen parladığını görebiliriz.
Gümüş objelerin parlatılmasına ilişkin halk arasında yanlış bilinen bazı kanılar vardır. Örneğin gümüş objelerin sigara külü ile ya da diş macunu ile silinerek parlatılması gerektiği söylenmektedir. Fakat bu durum gümüş malzemelerin dış yapısı için oldukça zararlıdır. Sigara külünün ve diş macununun içindeki maddeler gümüş yüzeyinin çizilmesine neden olmaktadır. Parlatma amacıyla yola çıkıp gümüşümüzü yıpratmayı elbette istemeyiz.
Gümüş malzemeler için en iyi bakım ve parlatma yöntemlerinden biri, marketlerde satılan gümüş temizleyici kremleri kullanmaktır. Bu kremler yumuşak, pamuklu bir bez üstüne alınarak gümüş yüzeylere uygulandığında çok etkili sonuçlar vermektedir. Yine değişik bir uygulama yöntemi olarak pamuklu eldivenlerin dışına sürüp elimizle gümüşe uygulayabiliriz. Bunlardan sonuç alamadığımız aşırı kararmış durumlarda ise cila hanelere götürerek buralarda parlatma yoluna gidebiliriz.

Kanepe Seçerken Nelere Dikkat Edelim?

Aylarca belki de yıllarca içinde yaşayacağımız evlerimizin güzel görünmesi, göze hitap eden bir dekorasyona sahip olması en çok istediğimiz şeylerden biridir. Burada estetik bir görünüm oluşturabilmek için gerek mobilyaların konumlanışı, gerekse renk seçimi çok etkilidir.
Salon ya da oturma odası düzenlerken olmazsa olmazlar arasında bulunan kanepeler, mekânın dekorasyonunda temel taş görevi görür. Odanın canlı ya da mat, asil ya da sıradan, davetkâr ya da itici olması kanepelerin konumlanışı ve görünümüne son derece sağlam şekilde bağlanmıştır.
Odalarımızı süsleyecek olan kanepelerimizi seçerken öncelikle evin genel döşeme tarzını ve bizim eve vermek istediğimiz tarzı gözden geçirmeliyiz. Örneğin kanepemizi salon için seçiyorsak, buradaki havanın modern mi yoksa klasik mi olacağına karar vermeliyiz. Odayı baştan kurmak yerine yalnızca kanepeleri ya da oturma grubunu değiştiriyorsak, duvarların rengini ve perdelerin biçimini de göz önünde bulundurmalıyız.
Kanepeler konusunda dış görünüşe aşırı derecede yoğunlaşarak rahatlık konusunu atlamak doğru değildir. Yine yaşam şeklimize göre kanepelerin rahatlığını seçmemiz gerekir. Burada bel ve sırtı ile ilgili problemleri olan kişiler genel olarak sert olan kanepeleri tercih etmelidir. Ancak rahatça yayılmak isteyen kişiler, yumuşak kanepeleri tercih edebilir.
Yatağın dış kısmının dokusu da kanepe seçiminde son derece önemlidir. Örneğin kadife dokulu kanepelerin terletebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. İçinde yaşanılan mevsim şartlarına göre de kanepelerde değişiklikler yapılabilir.
Kanepelerin seçimindeki bazı unsurlar da özel ihtiyaçlara göre şekillenir. Örneğin eşyaları için de yer arayanlar, sandıklı, bazalı kanepeleri tercih edebilir. Ya da eve misafir geldiğinde kullanmak için açılan kanepeler tercih edilebilir.
Kullanıcıların şu anda en çok önem verdiği konu rahatlık ve görselliktir. Bu nedenle oturmaktan keyif alacağımız ve evimizde estirmek istediğimiz havaya uygun olan kanepeyi seçmemiz en doğrusu olacaktır.

L Şeklindeki Salonu Nasıl Döşemeliyiz?

Salonlar her zaman evlerdeki diğer odalardan ayrı konumda tutulmuştur. Dört oda bir salon, altı oda iki salon gibi şekillerde söylenerek salonlar, değişik bir yere konmuştur. Bu salonların diğer odalara nazaran daha büyük, daha ortada ya da özel amaçlı kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkmıştır. Salonlar genelde misafirler için ayrılır ve daha özenli kullanılır. Bu kadar düzgün davranılan bu odanın da, çeşitlerinin olması kaçınılmazdır.
Dekore etmesi, yerleştirmesi ve yararlanılması en kolay olan salon çeşitlerinden birisi, L şeklindeki salonlardır. Salonların kullanılış amaçlarından başlıca iki tanesi, yemek yemek ve oturma odası olarak kullanmaktır. L şeklindeki salonlar da iki ayrı bölüm gibi göründüğünden her bir kolu değişik amaçlar için kullanabiliriz. Örneğin bir kolu yemek masası ve sandalyeleri yerleştirerek misafirler ya da kendimiz için yemek bölümü haline getirebiliriz. Bir kolu da oturma grubu ile donatıp keyifli sohbetler için ortam oluşturabiliriz.
L şeklindeki salonlar için başka bir alternatif de iki bölmeyi iki ayrı oda gibi döşemektir. Böylece göze hitap eden bir illüzyon ile evimizde daha renkli bir desen elde edebiliriz. Örneğin bir bölümü daha ağır, antika renklerle döşeyip; diğer bölümü rengârenk eşyalarla döşeyerek canlı bir hava verebiliriz. Ayrıca bu yöntem, çocuklar ile yetişkinleri kendi sevdikleri ortamlarla baş başa bırakmada etkili olur.
Koltuk ve kanepelerin büyüklükleri de yine L şeklindeki salonlar için önemli ayrıntılardır. Özellikle yarı yemek yarı oturma bölümü olarak kullanılan salonlar için, koltuk ve kanepelerin büyük ve hacimli olması yemek bölümünün alanını işgal ederek hoş olmayan görüntülere mahal verebilir. Koltuk ve kanepeleri mümkün olduğunca küçük ya da tek parça olarak kullanmalıyız. Bu şekillerde döşediğimiz salonlar hem kendimiz hem de misafirlerimiz için ideal olacaktır.

Mutfak Yaptırırken Bilmeniz Gerekenler

Mutfak seçimi yapılacağında ilk dikkat edilecek ve göz önünde bulundurulacak nokta, mutfağın şekli ve büyüklüğüdür. Çünkü kullanıcılar, mutfaklarının fonksiyonlarını buna göre belirler. Örneğin küçük mutfaklarda yalnızca evye, dolaplar ve bulaşık makinesi bulunurken; daha geniş mutfaklarda, bunların yanı sıra büyükçe bir yemek masası da bulunabilir. Bunların kolaylıkla düzenlenebilmesi için öncelikle mutfağımızın büyüklüğünü gözden geçirmemiz gerekir.
Mutfağın büyük bölümünü kaplayacak olanlar mutfak dolaplarıdır. Bu nedenle üzerinde yeterince durmamız gereken konulardan birini mutfak dolapları oluşturur. Dar ve uzun mutfağa sahip olanlar tezgâhın alt kısmını dolap yaptırabilirler. Buna ek olarak tezgâhın üzerindeki duvara sabitlenecek şekilde mutfak dolabı yaptırabilirler. Bu kullanım kolaylığı açısından büyük fayda sağlayacaktır. Böyle mutfaklar için sık kullanılanların tek sıra olması önerilir. Yürümek için bir tarafta koridor oluşturulmalı; diğer tarafta ise mutfak dolapları, makineler olmalı.
Büyük mutfaklarda genel olarak odanın geniş bir alanını yemek masası ve sandalyeler kaplar. Mutfak alanından daha fazla yararlanabilmek için, katlanan masalar tercih edilebilir. Yine büyük mutfaklarda uygulanabilecek dekorasyonlardan biri, L şeklinde yerleştirme yapmaktır. Tezgâh, bulaşık makinesi, buz dolabı, fırın gibi nesneleri bir L harfi oluşturacak şekilde yerleştirirsek ortada geniş bir alan bırakmış oluruz. Böylelikle mutfakta birkaç kişi rahatlıkla çalışabilir.
Mutfak yaptırmaya karar verildiğinde önemli olan sadece mutfağın şekli değildir. Evin şekli de görünüm açısından çok önemlidir. Mutfak eğer ayrı bir oda şeklinde değilse, dışarıdan bakılınca kolay görülebilen bir yapıdaysa, değişik tasarımlı şık ve dekoratif mutfaklar tercih edilebilir. Özellikle son zamanlarda modern tarzı yansıtan gümüşi renkte mutfaklar yaygınlaşmıştır. Farklı dizayn edilmiş mutfakları evimizde bir oda gibi değil, bir aksesuar gibi de kullanabiliriz. Bu tarz mutfaklar için çeşitli özgün aydınlatma seçenekleri de mevcuttur.

Salon Nasıl Dekore Edilir?

Bir evde ev sahibinin zevkini, evin kimliğini yansıtan en önemli oda şüphesiz salonlardır. Eve gelen misafirlerin ağırlandığı, misafirlerin evin diğer odalarından daha çok içinde bulunduğu alan olan salonlar aynı zamanda misafirlerde önemli bir intiba bırakır. Bu sebeple salon dekorasyonuna verilen önem günden güne artmakta, hatta kimi zaman görselliğe rahatlıktan çok daha fazla önem verildiği görülmektedir.
Salon dekorasyonuna başlamadan önce bir ana tema seçilerek bu tema çerçevesinde duvar boyası, mobilya ve aksesuarlara karar verilmelidir. Eve gelen konukların bu temayı her ayrıntıda algılaması sağlanmalıdır. Klasik mi, modern mi, rüstik mi, eğlenceli mi yoksa deniz temalı bir salona mı sahip olunmak istendiğine önceden karar verilerek buna uygun mobilya ve renk seçimi yapılmalıdır. Duvar boyasını mobilyaya göre seçmek daha akıllıca bir iş olabilir. Bu nedenle öncelikle seçilen temaya göre mobilya tercih edilmeli ve buna uygun aksesuarlarla salonun teması güçlendirilmelidir.
Mobilya seçimi yapıldıktan sonra, mobilyaların salona uygun yerleştirilmesi de ayrı bir öneme sahiptir. Kare salonlara daha yuvarlak hatlı mobilyalar uygunken, dikdörtgen salonlara seçilen mobilyalarda daha köşeliye gidilmelidir ve bunların yerleşimi daha titizlikle yapılmalıdır.
Salon sehpası seçimi de salonun şekline uygun yapılmalıdır. Kare salonlar için yuvarlak ya da kare sehpalar daha kullanışlıdır. Bunu yanında dikdörtgen şeklinde, dar salonlarda uzun sehpalar kullanılmalıdır.
Salonun temasına uygun tablolar da salonun havasının değişmesine yardımcı olur. Kullanılan aksesuarların çok fazla oluşu, mekânın daha dar görünmesine yol açabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca az aksesuar kullanarak salon özgünlüğünü yakalamaya çalışmalıyız.
Salonu daha sıcak ve huzurlu hale getirmek için, kullanılan aydınlatmalara da dikkat edilmelidir. Aydınlatmanın büyüklüğü ve rengi dekorasyonun tamamlanması açısından en önemli unsurlardandır. Bütün bunlar dikkate alınarak evin kimliğini gösteren en önemli mekan olan salonların dekorasyonu tamamlanabilir.

Mutfak Dolabı Nasıl Seçilir?

Evlerde en çok zaman geçirilen mekânların başında şüphesiz mutfaklar gelmektedir. Bu nedenle mutfak dolapları mutfak dekorasyonu için en önemli malzemelerden biridir. Öyle ki çoğu zaman mutfak duvarlarının rengine bile mutfak dolaplarına göre karar verilmektedir.
Mutfak dekorasyonuna başlarken öncelikle buzdolabının konulacağı yere titizlikle karar verilmelidir. Çünkü bu, mutfağın mimari yapısına göre mekânlarda farklılık gösteren bir husustur. Buzdolabının yerine ve duruşuna karar verildikten sonra mutfak dolabı seçimine geçilmelidir. Mutfak dolabı seçilirken dikkat edilecek en önemli nokta ise, hayal edilen ya da mağazada beğenilen mutfak dolaplarının çoğu zaman eve uygulandığı zaman mağazadakinden farklı duracağıdır. Bunun sebebi mutfağın mimari yapısı ve ışık alış pozisyonunun mağazada gösterilenden farklı oluşudur.
Mutfağın büyüklüğü de mutfak dolabı seçiminde kullanıcıları sınırlayan faktörlerdendir. Küçük mutfaklarda açık renk mutfak dolabı tercih edilmesi, hem mekânın ferahlığını artırır, hem de ışığı yansıtarak göz yanılmasıyla mekânı daha geniş gösterir. Bu nedenle geniş mutfaklarda gerek renk, gerekse mutfak dolabı seçiminde daha özgür hareket edilebilirken; dar mutfaklarda mutfak dolabı ve özellikle de renk seçiminde çok daha dikkatli davranılmalıdır. Ayrıca dar mutfaklar için genellikle daha dar tezgâhlar, açılıp kapanırken daha az yer kaplayan dolap kapakları, mümkünse sürgülü kapaklar tercih edilmektedir.
Mutfağın büyüklüğünün yanı sıra mutfak kapı ve pencerelerinin konumu da mutfak dolabının mutfağa uygulanışını değiştiren unsurlardandır. Pencere kenarları genellikle alanı pratik kullanma açısından masa koymak için daha uygundur. Masanın açılıp kapanabilen masa oluşu da yine mekânı ferahlatmak için başvurulabilecek yollardandır. Kapının yakınlarına buzdolabı ya da büyük bir dolap konularak mutfak girişi değerlendirilebilir. Bütün bunlar göz önünde bulundurulsa dahi her mutfağın kendine özgü bir biçimde dekore edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Ev Nasıl Dekore Edilir?

İnsanlar yeni bir ev aldıklarında ya da başka bir eve taşındıklarında çoğu zaman evlerini yeniden dekore etmeye ihtiyaç duyarlar. Dekorasyon kelimesi her ne kadar günümüzde mimari bir terim olarak kullanılmanın dışına çıksa da asıl olarak, yapıların dışında ve içinde yapılan süsleme işi anlamına gelmektedir. Bu da demek oluyor ki, dekorasyonu iç dekorasyon ve dış dekorasyon olarak ikiye ayırmak gerekmektedir. Dış dekorasyon daha mimari ve daha büyük boyutludur. Bunun aksine iç dekorasyon, bir iç mimar tarafından yapılabileceği gibi ev sahibi tarafından amatör olarak da uygulanabilir.
Dekorasyon konusunda, herkesin evinde uygulayabileceği küçük ipuçları vermek gerekirse; işe oda seçiminden başlamak gerektiğini söyleyerek adım atabiliriz. Oda seçimi yapmak için öncelikle odaların büyüklükleri göz önünde bulundurulmalıdır. Evlerde genellikle mimari olarak salon için belirlenen odalar bellidir ve normal olarak en büyük odalar bunlardır. Ardından en çok ışık alan odalar çalışma odası olarak belirlenebilir. Fazla ışık alan odaları yatak odası olarak kullanmak da bazı evler için akıllıca olabilir. Son olarak da genellikle ufak odalar çocuk odası, misafir odası ya da giyinme odası şeklinde belirlenebilir.
Oda seçiminden sonra sıra odaların duvar rengini seçmeye geldiğinde; açık renklerin özellikle küçük evleri ferah göstermek konusunda bir kurtarıcı olduğunu unutmamak gerekir. Bunun dışında günümüzde odaların duvarlarında tek renge bağlı kalınmamış; kişisel zevklere göre farklı renkler kullanılarak, evlerdeki ambiyansı değiştirmeye yönelik dekorasyon tarzları da yaygınlaşmıştır.
Mobilya seçimindeki en önemli nokta mobilyanın büyüklüğü ve rengidir. Özellikle dar mekânlarda kullanılacak mobilyalar için büyüklüğün yanı sıra renk de önemli unsurlardandır. Açık renkler ya da ahşap desenler kullanılarak mekânlarda doğallığa ve dolayısıyla ferahlığa ulaşılabilir. Aynı zamanda dar mekânlar için dönüşümlü kullanılabilen mobilyalar günümüzde büyük bir hızla yaygınlaşmaktadır. Bütün bunlar dikkate alındığında daha ferah ve estetik mekânlara sahip olunabilir.  

Duvar Nasıl Boyanır?

Duvarları boyamak ev dekorasyonunun en önemli aşamalarından biridir. Bu iş için bir boyacı tutulabileceği gibi amatör bir şekilde kendimiz de yapabiliriz. Ancak duvar boyamanın da bazı püf noktaları bulunmaktadır. Bu yüzden her aşamada dikkatli olunması gerekmektedir.
Badana işine mümkünse tavandan başlanmalı, ardından duvarlar boyanmalıdır. Tavan boyanırken çoğunlukla rulo fırçalar tercih edilmelidir. Uzatmalı rulo fırça bulunmuyorsa bir merdiven yardımıyla boyanacak yüzeye yaklaşılabilir.
Duvar boyanmasının inceliklerine gelindiğinde, ilk aşama olarak duvar astarlanmalıdır. Astarlamadan sonra duvarın pürüzsüz olması, boyanın duvarla kaynaşması açısından çok önemlidir. Bu yüzden eğer astarlamadan sonra duvarda pürüz kalmışsa bunlar bir zımpara yardımıyla düzeltilmelidir. Zımparalama işleminden sonra da duvarın temiz ve tamamen pürüzsüz olmasına özen gösterilmelidir.
İkinci aşama olarak duvara uygulanacak boyaya bir miktar su katılmalıdır. Ancak su katma işi çok hassas bir iştir. Çünkü fazla su katıldığı takdirde boyanın akışkanlığı artacak ve duvardaki kalıcılığı azalacaktır. Bu nedenle boya ile su oranının titiz bir şekilde ayarlanması çok önemlidir.
Duvarlarda kullanılan en yaygın boya uygulama şekli rulo kullanarak yapılan uygulamadır. Rulo, aşağı yukarı hareket ettirilerek duvara renk yedirilir. Boya kovasına daldırıp çıkardıktan sonra fazla boyayı rulo eleği ile almak gerekmektedir. Ayrıca ruloyu duvara fazla bastırmadan uygulamak gerekmektedir; aksi takdirde duvarda renk dağılımında dengesizlikler görülebilir. Tüm duvara bir kat boya uygulandıktan sonra on beş yirmi dakika kuruması için beklenmelidir. Ardından ikinci kat uygulanmalıdır. Ne kadar düzgün bir badana yapılırsa yapılsın kuruma sırasındaki hatalar, yapılan işin bozulmasına neden olabilir. Fırçanın ya da rulonun kalitesiz malzemeden yapılmış olması, duvarda bu aletlerin parça kalıntılarını bırakabilir. Bu nedenle bu aletleri mümkün mertebe kaliteli almamız gerekir. Bütün bunlar dikkate alındığı takdirde başarılı bir badana yapılmış olur.

Duvar Kağıdı Çeşitleri

Dekorasyonun en önemli tamamlayıcılarından biri olan duvarlar, günümüzde çeşitli uygulamalarla şekillendirilmektedir. Bunların başında duvar boyası gelse de artık iyice yaygınlaşmakta olan duvar kâğıtlarının yeri büyüktür. Duvar kâğıtlarının da mekâna uygun birçok çeşidi bulunmaktadır.
Duvar kâğıdı seçimi, elbette mobilya seçimiyle paralel olmalıdır. Desen seçmeden önce, duvar kâğıdının uygulanacağı mekânın fiziki koşullarına bakılmalıdır. Duvar kâğıtlarının odaya uyumu tam olmalıdır. Bu uyumu sağlayabilmek için duvar kâğıtlarının da çeşitleri ortaya çıkmıştır.
Duvar kâğıdı çeşitlerine gelecek olursak; günümüzde en yaygın kullanılan duvar kâğıdı çeşidi, vinil duvar kâğıdıdır. Vinil duvar kâğıtları, desen üzerine PVC kaplanmasıyla üretilir. Bu nedenle çok dayanıklıdır. Güneş ışığı ile solmaz, yangına dayanıklıdır. Su geçirmediğinden kolayca silinebilir. Kâğıt tabanlı vinil duvar kâğıtları genellikle evlerde tercih edilir. Tekstil tabanlı vinil duvar kâğıtları ise iş yeri, ofis, otel, hastane, kafeterya, restoran gibi mekânlarda daha sık tercih edilir. Ayrıca hastane, muayenehane gibi steril olması gereken mekanlarda, tercihe göre anti-mikrobial olarak da üretilebilir.
Vinil duvar kâğıtlarından başka, kâğıt tabanlı duvar kâğıtları da mevcuttur. Kâğıt tabanlı duvar kâğıtlarının vinil kaplı olanlardan farkı, üzerinin vinil maddesi ile örtülmüş olmasıdır. Bunların uygulanışı kolaydır. Aynı zamanda silinebilme özelliği de mevcuttur. Kâğıt tabanlı duvar kâğıtları daha çok bebek ve çocuk odalarında tercih edilmektedir.
Bir başka duvar kâğıdı çeşidi olan boyanabilir duvara kâğıtlarının özelliği, beyaz ve dokulu olarak üretilmesidir. Ardından seçilen boya ile boyanır. Boya konusunda bir sınırlamaya sahip değildir, istenilen her türlü boya kullanılabilir. Yaklaşık on beş kez boyanabilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle oldukça ekonomiktir ve dekorasyon değişikliklerinde kolaylık sağlar. Ses, ısı ve rutubete karşı oldukça dirençlidir. Kâğıt tabanlı olduğundan çevreye zarar vermez. Bu nedenle oldukça tercih edilen bir duvar kâğıdı çeşididir. Tüm bu hususlara dikkat ederek evimiz için en uygun duvar kâğıdını seçebiliriz.

Mekanik Perde Alırken

Günümüzde evlerdeki pencerelerin konumu ve dekore edilişi, dekorasyonun en önemli basamaklarından birini oluşturmaktadır. Odaların dekorasyonunda mobilyaların yerleşiminden sonra, mobilya rengi ve duvar rengini de göz önünde bulundurarak perde seçimi yapılmalıdır.
Perde seçerken öncelikle klasik kumaş perde mi yoksa mekanik perde mi seçileceği önceden planlanmalıdır. Bu iki perde tipi gerek göz zevki, gerekse kullanım açısından birbirinden oldukça farklıdır.
Kumaş perdeye karar verildiyse işler biraz daha kolay olur. Çünkü yapılması gereken sadece renge ve modele karar verdikten sonra ölçü almaktır. Ancak mekanik perde tercih edilecekse dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır.
Mekanik perdenin birçok çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan biri, stor perdelerdir. Bu perde çeşitleri, tüllerin altında güneşlik olarak kullanılabileceği gibi tek başına da kullanılabilir. Birçok renkte ve desende stor perde bulunur. Ayrıca dekorasyona katkıda bulunmak amacıyla stor perdelere istenilen eklemeler, boncuklar, oymalar da yapılabilir.
Günümüzde stor perde oldukça yaygın olarak tercih edilen bir malzeme olmuştur. Bir diğer mekanik perde çeşidi de katlamalı perdelerdir. Katlamalı perdeler, her türlü kumaştan üretilebilir. Sırf bu sebeple bile, dekorasyonun ayrılmaz parçalarından biri olmaya adaydır. Özel mekanizması sayesinde kat kat toplanarak kullanılmaktadır. Ayrıca katlamalı perdenin, çubuklu ve çubuksuz olmak üzere iki çeşidi bulunur.
Bir diğer mekanik perde çeşidi, dikey perdelerdir. Bu tip perdeler evlerden çok ofis ve işyerlerinde tercih edilmektedir. Sadece kumaştan değil, PVC’den de yapılabilir. PVC’den yapılanlar biraz daha kullanışlıdır. Çünkü bunları kullanarak ışığı yönlendirebiliriz.
Jaluzi perdelere de değinmek gerekirse; bu perdelerin ana maddesi slayt adı verilen ince uzun maddelerdir. Bu slaytların bombeli şeklinden dolayı ışığı yönlendirme imkânı vardır. Bu açıdan ofis ve iş yerlerinin vazgeçilmez parçalarından biri olduğu söylenebilir. Ayrıca jaluzi perdelerin ahşap slaytlı olanları da mevcuttur. Evlerde kullanım açısından ahşap slaytlı jaluzi perdeler de uygun olabilir.

Halı Çeşitleri

Günümüzde parkelerin yaygınlaşmasıyla, halılar zorunlu bir ihtiyaç olmaktan çıkıp daha çok göze hitap eden, dekoratif bir parça halini almıştır. Renkli yün, ipek ve bunun gibi maddelerden üretilen halı; Türkler için ayrı bir öneme sahiptir. Tarihte ilk halıyı Türklerin dokuduğu gerçeği, halının toplumumuzda aslında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunun göstergesidir.
Halılar temelde el dokuması halılar ve makine halıları olmak üzere ikiye ayrılır. Yeni halılar, kullanılan malzemenin cinsine göre sınıflandırılır: ipek halılar, yün halılar ve pamuklu halılar.
Halı üretilirken en çok elyaf ana maddesiyle üretilmektedir. Ana olarak dört elyaf çeşidi bulunmaktadır. Yün, naylon, polipropilen ve polyester. Bunun yanında kimi zaman akrilik ve pet elyafları da kullanılmaktadır. Bu elyaf tipleri çeşitli oranlarda karıştırılarak halı ipliği oluşturulur ve halı bu şekilde fabrikalarda üretilir. Ardından en çok kullanılan maddeye göre adlandırılır: yün halı, naylon halı, polyester halı, polipropilen halı, akrilik halı gibi.
Yün halılar en üstün nitelikli halılardır. Diğer halı çeşitlerinden daha uzun ömürlüdür. Ancak neme, sentetik halılara nazaran daha az dayanıklıdır. Yün halılara basıldığında daha yumuşak bir his uyandırırlar ve bunlar, albenisi yüksek halılardır. Fiyat olarak da diğer çeşitlerden daha pahalıdır.
Naylon halılara gelindiğinde ise bunların çok daha fazla dayanıklı ve aynı zamanda çok esnek oldukları görülür. Evlerde en çok kullanılan halı çeşididir.
Polyester halıların en belirgin özelliği ise akmayan, net renklere sahip olması ve oldukça yumuşak olmasıdır.
Polipropilen halılar neme dirençli, temizlenmesi kolay olduğundan hem iç hem de dış mekânlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle yapay çim halı üretiminde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Akrilik elyaflar, yüne çok benzer bir görünüm oluşturduğundan, daha ucuz yolla yün görünümlü halı elde etmek için idealdir. Ancak yıpranmaya daha az dayanıklı olduğundan, sık kullanılan mekânlarda tercih edilmesi çok uygun değildir.

Feng Shui Nedir? Feng Shui ile Dekor Nasıl Yapılır?

Feng shui bir çin felsefesidir. Feng shui’nin sözlük anlamı ‘rüzgâr ve su’dur. Doğadaki iyi ve kötü enerjiden iyi olanını üzerimize ve yaşadığımız alanlara çekerek daha huzurlu olmayı amaçlamaktadır.
Feng shui’ye göre evler ve insanlar arasında çok büyük benzerlikler bulunmaktadır. Evlerin pencereleri gözlerini, kapıları ise ağızlarını temsil etmektedir. Odaları ise insan vücudundaki organları temsil etmektedir. Bu nedenle odaların içerisindeki eşyaların düzeni çok önemlidir. Odalardaki eşyaların dekorasyonunda hatalar, üst üste yığılmalar ve benzeri durumlar meydana geldiği takdirde evlerin içerisindeki enerji akışı bozulur. Tıpkı organlarımızdaki bozuklukların bizi hasta etmesi gibi, eşyaların hatalı yerleşimi de odalardaki enerjiyi kötü etkileyerek insanların duygu ve düşüncelerini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle dekorasyonda feng shui’nin ilkelerine uymak oldukça hassas ve önemli bir noktadır.
Yaşadığımız mekânlarda dolaşan ve bizi sürekli etkileyen kozmik bir enerji vardır. Bu enerjiye chi denir. Bu chi enerjisi mekânlarda sürekli dolanır, akar ve çok güçlüdür. Bu enerjinin akışını engellememek ve bundan doğru şekilde yararlanmak, feng shui’nin temel amacıdır.
Yaşadığımız alanlarda chi enerjisinin doğal bir şekilde akmasını sağlamak için iki önemli nokta vardır: giriş kapısı ve yatak odası. Yani bu enerjinin akışını doğru sağlamak için giriş kapısı ve yatak odasının konumuna özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Giriş kapısından enerji girdiğini düşünürsek, giriş kapısının karşısında bir ayna olursa enerji yansıyarak dışarı çıkacağından bu, dekorasyon için uygun değildir. Aynı şekilde sokak kapısının karşısında tuvalet, başka bir kapı, sivri köşelerin olması da enerjinin düzgün şekilde akışını engeller ve enerjinin eve dağılmadan dışarı çıkmasına neden olur.
Yatak odası, insanlar günün önemli bir bölümünü uyuyarak geçirdiği için oldukça önemli bir mekândır. Bu nedenle yatak odasının dekorasyonu da oldukça önemli bir noktadır. Feng shui’ye göre yatak başları pencere altında bulunmamalı, yatak örtüleri mümkün olduğunca düz renklerde tercih edilmelidir. Ayrıca kiriş altında uyumak da pek uygun bir davranış değildir. Yatak odasının güneybatı yönünde olması, evli çiftler için mutluluk getirir. Ayrıca yatak odalarında kullanılan renklerin de kırmızı, altın rengi gibi tonlarda olması enerji verir ve fazla uykuyu önlemeye yardım eder. Yatak odasında canlı bitki ya da akvaryum bulunmasının da enerji akışını olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir.

Duvar Kağıdı Nasıl Kaplanır?

Dekorasyonun en temel taşlarından biri duvarların rengidir. Günümüzde tüm zevklere hitap edecek birçok değişik fikirle bulunmakta.  Bu nedenle duvar dekorasyonu sadece duvar rengi seçmekle bitmiyor. İstendiği takdirde duvara çeşitli kabartmalar uygulanabilir ya da duvar kağıtlarıyla da evdeki ambiyans değiştirilerek dekorasyona katkı sağlanabilir.
Duvar kâğıdı kullanmak isteyenler öncelikle evlerinin dekorasyonuna uygun renk ve desenlerde duvar kâğıdı seçimini yapmalıdır. Ardından duvarlarının ölçüsünü alarak duvar kâğıdını satın almalıdır. Duvar kâğıdı uygulamak, badana yapmak kadar kolay bir iş değildir. Büyük bir alana uygulandığı için desenin devamlılığı söz konusudur. Bu nedenle duvar kâğıdı mümkün olduğunca, usta bir görevliye uygulatılmalıdır. Ancak amatörce bu işin üstesinden geleceğine inananların birkaç önemli noktaya dikkat etmesi gerekmektedir.
Öncelikle badana işinde olduğu gibi, duvarda çıkıntı olmaması şarttır. Eğer var ise, işe bunları düzelterek başlanmalıdır. Ardından duvarın yüksekliği ölçülerek buna uygun duvar kâğıdı kesilmelidir. Duvar kâğıdını keserken altta ve üstte biraz fazlalık bırakılmalıdır. Toz tutkal kullanılacaksa tutkal, suya azar azar karıştırılarak konmalı ve uygun kıvama getirilmelidir. Tutkalı duvara değil, duvar kâğıdına uygulamak gerektiği için tutkal, kesilen duvar kâğıtlarının arkasına ortadan kenarlara doğru sürülerek uygulanmalıdır. Tutkalın dengeli dağılımı, işin düzgünlüğü için çok önemli bir noktadır. Bir duvara yetecek kadar duvar kâğıdı bu şekilde hazırlandıktan sonra sıra, bunların duvara yapıştırılmasına geldiğinde zeminin temiz ve kuru olmasına dikkat edilmelidir.
Duvar kâğıdını yapıştırmaya odanın pencereli duvarlarından başlanmalıdır. Bu genel bir kuraldır. İlk duvar kâğıdının düzgün yapıştırılması, diğer duvar kâğıtları da bunu takip edeceğinden oldukça önemlidir. Duvara doksan derecelik bir açıyla yapıştırmaya başlanmalı, gerekirse duvar terazisi kullanılmalıdır. Ardından düzgün yapışması için bir ıspatula, bez ya da bir fırça yardımıyla duvar kâğıdının üzerinden geçerek iyice yapışması sağlanmalıdır. Bu şekilde hava kabarcığı kalması da önlenmiş olur. Yapıştırma tamamlandıktan sonra, fazlalıklar kesilmelidir. Bu şekilde duvar kâğıdını tüm odaya uyguladıktan sonra sıra kurutmaya gelir. Kurutmak için özel bir işlem yapmaya gerek yoktur. Oda sıcaklığında bir süre sonra kendi kendine kurumuş olacaktır. Ancak odanın pencere ve kapıları kapalı tutularak duvar kâğıdının ani kuruması önlenmelidir. Çünkü ani kurumalarda sonradan açılmalar meydana gelebilir. Bütün bunlara dikkat edildiğinde başarılı bir duvar kâğıdı uygulaması gerçekleştirilmiş olur.

Ankastre Ürün Alırken Dikkat Edilecekler

Ankastre sözcüğü, Fransızcadan dilimize gelmiştir ve bir oyuğa, oluğa yerleştirilmiş anlamına gelmektedir. Yani halk dilinde gömme olarak da bilinen malzemeler için bu terimi kullanmak mümkündür. Ankastre ürünlerin özellikle son yıllarda mutfak sektöründe oldukça tercih edilen ürünler olmasının en önemli nedeni, gömme olduğundan daha az yer kaplamasıdır. Çünkü günümüzde yaşam alanlarının kullanışlı ve pratik olması gerekmektedir. Yani gerek yerden tasarruf etmek, gerekse görünürde eşya bulunmaması ile en çok tercih edilen ürünler arasında olmasına şaşırmamak gerekir. Ayrıca ankastre ürünlerin büyük kısmı dolap içlerine gömülü olduğu için temizliği de diğer ürünlere göre daha rahat yapılmaktadır. Günümüzde üretilen mutfaklar çoğunlukla ankastre ürünlere uygun yapılmaktadır. Bu da ankastre ürün kullanımının ne kadar yaygınlaşmış olduğunun bir göstergesidir.
Özellikle fırın, davlumbaz, buzdolabı, bulaşık makinesi ve ocak seçiminde ankastre ürünler, standart ürünlerden çok daha fazla tercih edilmektedir. Ancak ankastre ürün alırken bazı hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Ankastre ürünler her mutfağa uymaz. Bu nedenle öncelikle mutfağın ankastre ürünlere uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bunun için gerekirse mutfak dolaplarının değişmesi gerekebilir. Yani bu cihazlar ancak özel mutfaklara uygundur. Bu nedenle satın alındığında standart ürünlerden daha fazla işlem gerektirir.
Ankastre bulaşık makinelerinin iki çeşidi bulunmaktadır: tam ankastre ve yarı ankastre. Tam ankastre bulaşık makinelerinde kontrol tuşlarının tamamı dolap içerisine gömülü olarak bulunurken, yarı ankastrede tuşlar dışarıda kalır.
Ankastre ocak alırken de ocağın boyutlarına dikkat edilmelidir. Ayrıca cam seramik ocak alınacaksa, bunun kullanımında çok daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Asitli gıdaların cam seramik ocaklara zarar vereceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Ankastre mikrodalga fırın alırken de mikrodalga fırının kullanım amacını göz önünde bulundurulmalıdır. Mikrodalga fırın sadece buz çözme amacıyla kullanılacaksa ızgarasız mikrodalga fırın tercih edilebilir. Ancak aynı zamanda yiyecek pişirmede de kullanılacaksa mutlaka ızgaralı mikrodalga fırınları tercih etmelidir. Bütün bunlara dikkat edildiği takdirde mutfaklara en uygun ankastre ürün tercih edilebilir.

Odalara Göre Avize Seçimi Nasıl Olmalıdır?

Evimizin her odası için çeşitli aydınlatma seçenekleri mevcuttur. Floresan, abajur, avize, sarkıt bunlardan bazılarıdır. Ancak evini daha zengin, daha şatafatlı göstermek isteyen kullanıcıların isteğine göre bunlardan biri, diğerlerinden ayrılır. Bu elbette avizelerdir.
Avizeler; uzun, geniş görünümleriyle, zaman zaman kristal taşlarıyla gösterişli bir görüntü elde etmek isteyen kişiler için vazgeçilmez bir dekorasyon aracıdır. Ancak avizeleri her odada kullanamayız. Bir odada avize kullanabilmemiz için o odanın bazı önemli ölçütlere sahip olması gerekir.
Avize kullanılacak odaların tavan yüksekliği, bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken husustur. Avizeler tavandan aşağı sarkacağından, alçak tavanlı bir odada avize kullanmak odayı küçük ve dar gösterecektir. Bu nedenle tavanımız alçak ise avizeden kaçınmamız gerekir. Orta yükseklikte bir tavana sahipsek de avizeleri salon, oturma odası gibi geniş olabilecek odalarda kullanmak yararımıza olacaktır.
Avizelerin birçok çeşidi vardır. Bu yüzden her odada kullanılabilecek avize çeşitlerini bulabiliriz. Örneğin mutfaklarda genel olarak avize tercih edilmez; ancak ince, orta boy ve gümüş temalı bir avize uygun olabilir. Mutfağımızın genel dekorasyonuna uygun renkler seçerek dışarıdan bakılınca uyum yansıtan bir görüntü oluşturabiliriz.  
Evin giriş kısımlarında, kapıdan girilince ilk önce göze çarpan yerlerde ya da antrelerde avize kullanmamız daha faydalı olacaktır. Bu doğrultuda bir seçim yaparsak; kendimizi, ilk izlenim açısından son derece düzgün bir konuma getirmiş oluruz.
Modern tarzda kullanılan avizeler genel olarak her odaya uygun durumda bulunur. Tavanı çok alçak olmayan odalar için bu avizeler tercih edilebilir. Modern tarza uygun olarak tasarlanmış avizeleri, görünüşlerinden rahatlıkla ayırabiliriz. Daha çok açık renk taşlar kullanılır ve aynalar ya da yansıtmalı parlak gümüş renkli tabanlarla desteklenir. Daha çok salonlarda tercih edilebilecek olan klasik tarz avizeler ise genellikle odunsu renklerdedir ve daha kıvrımlıdır.

Halı Bakımı ve Temizlenmesi

Halılar, ev dekorasyonunun en önemli tamamlayıcılarından biridir. İnsanlar, evlerinin dekorasyonunu çok sık değiştirmedikleri için halılarını da sıklıkla yenilemezler. Bu nedenle halıların bakımı, temizliği, düzgün ve özenli kullanımı çok önemlidir. Halıların bakımı doğru yapıldığı takdirde hem halının görüntüsü eskimez hem de ömrü uzar.
Halı bakımından önce, halıyı özenli kullanmak çok daha önemlidir. Örneğin ev içerisinde ayakkabılarla dolaşmak halıların daha kirli görünmesine ve daha çabuk eskimesine neden olur.
Halının düzenli temizlenmesi çok önemli bir husustur. Düzenli temizlik için iki günde bir halının elektrik süpürgesiyle temizlenmesi yeterlidir. Elektrik süpürgesi kullanımı, önemsiz gibi görünse de aslında halının havı içerisindeki tozların derinlemesine temizlenmesini sağlar. Ancak bunun için emiş gücü yüksek, kaliteli bir elektrik süpürgesine sahip olmak şarttır.
Halılar sürekli kullanılan odalarda daha özenle temizlenmelidir. Örneğin mutfaklarda sıklıkla karşılaşılan durumlardan olan yiyecek, içecek dökülmesi; anında silinerek halıdan yok edilmelidir. Bunun için özel halı ilaçları olduğu gibi, daha pratik, halk arasında kullanılan yöntemler de uygulanabilir.
Bunların yanı sıra halılar belirli zamanlarda profesyonel olarak da temizliğe ihtiyaç duymaktadır. Uzun zaman, elektrik süpürgesiyle vakumlayarak temizlemek yeterli olacaktır. Ancak yılda bir kez profesyonel temizlik halı bakımının olmazsa olmazlarındandır. Profesyonel temizliğe gerek önem verilmediği takdirde, halıda biriken, elektrik süpürgesinin yeterli gelmediği toz ve kirler birikerek halının elyafının bozulmasına neden olmaktadır. Halının elyafının bozulması, hem halının renginin zamanla değişmesine, hem de daha çabuk eskimesine neden olacaktır. Bu nedenle halının profesyonel temizliği göz ardı edilmemelidir.
Özellikle kapı önlerinde yani evin dış kısımlarında kullanılan halıların temizliği ise daha sık yapılmalıdır. Çünkü sürekli toza maruz kalmaktadır. Böyle yerlerdeki halıların profesyonel temizliği yılda birkaç kez tekrarlanmalıdır. 

Ev Aydınlatmaları

Dekorasyonun en son ve aslında çok önemli aşamalarından biri de aydınlatmadır. Mobilya seçimi, duvar rengi, parke, halı ve aksesuarları mekâna ahenkle yerleştirmek, dekorasyonun tamamen bitiği anlamına gelmez. Sırada mekânın dekorasyonunu ışık oyunlarıyla daha hoş ve kullanışlı hale getirmeye gelmektedir.
Her mekânın aydınlatması kendine göre olmalıdır. Yani standart bir aydınlatma şeklinden söz edilemez. Mekânın büyüklüğü dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır. Odadaki eşyaların düzeni, odadaki pencerelerin ve kapıların konumları, odanın aydınlık ve karanlık tarafları aydınlatmaya nerelerde ihtiyaç duyulduğunu belirleyen temel unsurlardır. Örneğin odada bir çalışma masası varsa o kısma yeterli ışık gitmesi sağlanmalıdır.  
Evin girişinde sıcak bir karşılama ortamı yaratmak için duvara yansıtılan aydınlatmalar kullanılabilir. Oturma odalarının aydınlatması, en çok vakit geçirilen odalardan biri olması itibariyle oldukça önemlidir. Bu nedenle her açıdan aydınlatılması gerekmektedir. Genel ışık kaynağının yetersiz kaldığı kısımlarda gerekirse abajur, aplik, lambader ile aydınlatma desteklenmelidir. Aydınlatmalar, televizyona yakın olan kısımlara konulmalıdır.
Çalışma odalarının dekorasyonu, kişinin verimliliğini artırabilir ya da azaltabilir. Bu nedenle dekorasyon renklerine bilhassa özen gösterilmeli, yormayan renkler tercih edilmelidir. Bunun yanında aydınlatma konusunda, masanın bulunduğu kısmın aşırı aydınlanması engellenmelidir. Ayrıca odanın ışıklandırılmasının aşırı olması gözü yorabilir. Bunun yanında odanın gölgesiz biçimde aydınlatılması da oldukça önemli bir noktadır.
Yatak odalarının aydınlatması daha sıcak renklerle, çok güçlü olmayan ışıklarla yapılabilir. Bunun yanında odanın aydınlatması lokal aydınlatmalarla desteklenmelidir. Kitap okumak için başucu aydınlatmalarına ağırlık verilebilir. Abajur, aplik gibi aydınlatıcılar kullanılabilir. Ayrıca tuvalet masalarının da üst veya yan taraflarının gereken düzeyde aydınlatılması da önemlidir.
Yemek odalarında, odanın büyüklüğüne göre aydınlatma uygulamak gerekmektedir. Odada genel ya da bölgesel aydınlatmalar uygulanabilir. Yemek masasının dengeli aydınlanmasına özen gösterilmelidir. Sıcak renkler kullanmak, yemek odaları için uygundur.
Mutfak, evin en çok kullanılan bölümlerinin başında gelmektedir. Bu nedenle aydınlatmasında oldukça fazla ışık kullanılabilir. Lokal ve genel aydınlatmalar bir arada kullanılarak kullanışlılık artırılabilir. Özellikle tezgah kısmının üstüne armatür gibi lokal aydınlatmalarla destek sağlanabilir. İsteğe bağlı olarak dolap içlerine de dekoratif aydınlatmalar konulabilir.
Banyo, genellikle ıslak ve nemli bir alan olduğundan, neme dayanıklı aydınlatma sistemleri tercih edilmelidir. Önü cam kaplamalı armatürler ya da kapalı lambalar tercih edilebilir.

En Sık Yapılan Dekorasyon Hataları Nelerdir?

Evlerimizi dekore ederken her zaman en güzeli ortaya çıkarmak isteriz. Hem renk uyumunun olmasını, hem mobilya dizilişlerinin kusursuz olmasını, hem de aksesuarların birbirini tamamlayarak tam bir tarz oluşturmasını isteriz. Çoğu kişinin kafasındaki dekorasyon ideali budur. Ancak buna ulaşmaya çalışırken gerek yanlış bilgi ve uygulamadan gerekse ekonomik koşullardan dolayı çeşitli hatalar yapabiliriz.
Ev dekorasyonu konusunda en sık yapılan hatalardan biri tarzları birbirine karıştırmaktır. Bazı kullanıcılar, evlerini modern tarzda dekore etmeye karar verip bu işe başladıktan sonra modern tarzdan bir aksesuar ile tamamlamaya çalışırlarsa bu bir hata olacaktır. Çünkü ilk başta güzel gibi duran bu dekorasyon şekli, dışarıdan bakan kişilerin gözüne hemen çarpacaktır. Bu nedenle tarzların mümkün olduğunca birbirinden ayrı tutulması gerekir.
Dekorasyon sırasında yapılabilecek bir önemli hata da, mobilya ve aksesuarlar arasındaki uyuma dikkat etmemektir. Örneğin; yuvarlak hatlı mobilyalar ile döşediğimiz salonumuzda köşeli vazolar ya da abajurlar kullanırsak estetik sorunlara yol açabiliriz.
Mevsimsel olarak birbirine uygun olmayan mobilyaları bir arada bulundurmak, kullanım açısından zorluk çıkaracaktır ve belki de en çok göze çarpan dekorasyon hatası olacaktır. Örneğin; kışlık, kadife yüzeyli bir oturma grubunun yanına yazlık kullanılabilecek sandalyeler iliştirmek bu şekilde yapılabilecek hatalardandır.
Kullanım açısından zorluk çıkarabilecek olan dekorasyon hataları, kullanıcıların işini en çok zorlaştıran hatalar grubundadır. Küçük bir odaya büyük mobilyalar yerleştirmek, bu hatalara örnek olarak verilebilir. Bu, odada alan darlığına sebep olacaktır.
Renk seçimi de en az mobilya yerleşimi kadar önemlidir. Küçük bir odayı koyu renklerle boyamaya kalkarsak, duvarların da etkisiyle sıkıntı verici bir oda oluşturabiliriz. Küçük odaların imkân dâhilinde açık renklerde boyanması yerinde olacaktır. Her şeyden önemlisi; dekorasyon konusunda bir uzmandan yardım alırsak hayalimizdeki eve büyük oranda hatasız erişebiliriz.

Duş Kabini Alırken Nelere Dikkat Etmeli

İnsanların yorgun bir günden sonra rahatladıkları, keyif aldıkları mekân olan banyoların dekorasyonuna verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte banyo ürünlerinin işlevselliği de hızla artmaktadır. Banyonun lavabo ve klozetten daha çok önem verilen parçası halini alan duş kabinleri de gelişen teknolojiden nasibini almaktadır.
Duş kabinleri günümüzde hemen hemen her evde bulunmaktadır. Bu nedenle fiyatları da değişkenlik göstermektedir. Bazı firmalar, duş kabinlerinin maliyetini düşürmek için malzemelerini ucuz tercih etmektedir. Bu, duş kabini almak isteyenlerin dikkat etmesi gereken önemli bir noktadır. Olması gerekenden daha ince ya da dayanıksız malzemelerle üretilen duş kabinleri, ileride çatlamalara, kırılmalara neden olabilir. Bu önemsiz bir ayrıntı gibi görünse de ciddi ev kazalarına neden olabilmektedir.  Bu nedenle malzeme seçimine dikkat edilmelidir.
Duş kabinleri tercihen kapılı ya da sürgülü olabilir. Genellikle cam maddesinden üretilmektedir. Duş kabinleri, tamamen saydam camdan ya da yarı saydam olarak üretilebilmektedir. İstenirse desenli de üretilebilmektedir. Ayrıca duş kabini alırken banyonun büyüklüğüne göre yüksekliğine ve genişliğine de dikkat edilmelidir.
Duş kabinlerinin fonksiyonlarına gelindiğinde artık önümüze binlerce seçenek sunulmaktadır. Radyo, müzik çalar, ayak masaj kısmı, telefon bağlantısı, ayna, ışıklandırma sistemi, ısı göstergesi, havalandırma gibi birçok seçenek bulunmaktadır. Bazı duş kabinleri oturma kısmına da sahip olabilmektedir.
                Son zamanlarda üretilen duş kabinleri insanların duşta ihtiyacı olan neredeyse her şeye sahiptir. Bu nedenle duş kabini konusunda şikâyet edilebilecek bir nokta yok gibidir. Ancak, özellikle büyük apartmanlarda oturan kişiler için küçük bir ayrıntıyı daha hatırlatmakta fayda vardır. Duş kabininin yapıldığı malzemenin ses yalıtım ve ses soğurma gibi özelliklerinin olması önemli bir konudur. Basınçlı su, direkt olarak kabin duvarına çarptığı için gürültü çıkarabilir. Duş kabini seçerken bu detayın da atlanmaması uygun olacaktır.

Banyo ve Tuvalet Dekoru Nasıl Olmalı?

Banyolar, evin en çok kullanılan bölümlerinin başında gelir. Ancak dekorasyon konusunda oldukça ihmal edilir. Öyle ki evlerin mimarisinde banyolara ayrılan metrekarenin günden güne artışı, aslında banyoların öneminin yeni yeni anlaşıldığının bir göstergesidir.
Dekorasyonda en önemli aşamanın, evin diğer odalarında duvar rengi seçimi olduğunu düşünürsek, banyo dekorasyonunda da durum benzerdir. Banyolarda dekorasyonun en temel aşaması fayans yani duvar kaplama ürünü seçimidir.
Günümüzde binlerce çeşit duvar ürünü seçeneği bulunmaktadır. Banyo duvarına fayans ve benzeri bir ürün seçerken, mekânın sürekli nemli veya ıslak olduğu göz önünde bulundurularak buna uygun malzemelerden üretilmiş ürünler tercih edilmelidir. Ayrıca yer döşemesi seçiminde de kaygan olmayan ürünler seçilerek ev kazalarının da önüne geçilebilir.
Banyolar genellikle evlerin karanlık köşelerinde bulunduğu için banyoyu ferah ve daha aydınlık göstermek birinci amaç olmalıdır. Bu nedenle duvarda kullanılacak fayans ya da benzeri maddeleri açık renkte tercih etmek, banyonun daha geniş görünmesine yardımcı olacaktır.
Banyonun temel malzemeleri küvet, klozet, lavabodur. Bu malzemelerde de yine beyaz, krem rengi gibi açık renkler kullanılmalıdır. Banyoda küvetin yerleşimi oldukça önemlidir. Küveti banyonun en uç köşelerine yerleştirmek, o kısımlardaki ölü alanları değerlendirmek için akıllıca bir fikir olabilir. Lavabo ve klozeti ise yan duvarlara yakın koymak, banyonun işlevselliğini de artırmaktadır. Eğer banyoya çamaşır makinesi konmak isteniyorsa, bu mümkün olduğunca kapının arkasına ya da banyo dolabının altına saklanarak alanın daralması engellenebilir.
Temel banyo malzemelerini açık renkte tercih edip uygun şekilde yerleştirdikten sonra, sıra dekorasyonu tamamlayan aksesuarlara geldiğinde burada kişisel zevkler ön plana çıkmaktadır. Açık renk seçilen küvet, lavabo, klozet ve fayanslardan sonra, isteğe bağlı olarak klasik, modern, doğal ya da renkli bir banyo dekorasyonu yapılabilir. 

Banyo Nasıl Düzenlenir?

Banyolar evlerimizde en çok kullanılan ve bu nedenle en ferah olması gereken mekânların başında gelir. Banyoların dekorasyonu, duvar rengi ve parke rengi oldukça önemli ayrıntılardır.
Banyo dekorasyonunda öncelikle duvar rengi ve parke seçimi yapılmalıdır. Banyolar ferahlığın adresi olduğundan mümkün olduğunca açık renk tercih edilmelidir. Duvarda kullanılan açık rengi diğer banyo aksesuarlarında daha şık ve renkli tercihler yaparak tamamlayabiliriz. Bu şekilde dar banyolar da daha geniş gösterilmiş olur. Ayrıca dar banyolar için klozet seçimi de oldukça önemli bir ayrıntıdır. Alanın genişliğini sağlamak için asma klozetler tercih edilmelidir.
Banyonun göze daha ferah gelmesi için mümkünse lavabo kısmı kapının karşısına konmalıdır. Duş ve klozet ise yan duvarlarda bulundurulursa banyo daha işlevsel hale gelmiş olur. Eğer banyoda çamaşır makinesinin bulunması gerekiyorsa, banyo dolabının alt kısmını çamaşır makinesi için ayırabiliriz. Ya da çok göze batmasını istemiyorsak, çamaşır makinesini banyonun bir köşesine özellikle ayırdığımız kısma yerleştirebiliriz. Banyolarda pratik kullanımıyla çok tercih edilen ayaklı aynalar, büyük kullanım kolaylığı sağlar. Ancak küçük banyolarda duvara monte edilen aynaları kullanmanın da bir sakıncası yoktur. Banyo dolapları da banyolarda mutlaka bulunması gereken malzemelerin başında gelir. Eğer banyo dolapları için yeterli alan yoksa bunun yerine direk duvara monte edilen raflardan da faydalanabiliriz.
Banyo dekorasyonu, evin diğer bölümlerinden daha az zahmetli bir iştir. Buna rağmen aslında en önemlisidir. Çünkü evin en sık kullanılan ve en az değiştirilen bölümüdür. Ancak kullanılan aksesuarlar zaman zaman değiştirilebilir. Banyoda kullanılan aksesuarlar, parke rengine uygun seçilmelidir. Ayrıca seçilen aksesuarların nemli ortama uygun ve temizliği kolay malzemeler olması da oldukça önemli bir ayrıntıdır. Parkeleri açık renk tercih edilen banyolarda banyo dekorasyonunu değiştirmek istediğimizde, aksesuarları değiştirerek dekorasyonumuzu değiştirmiş oluruz.